22 Aralık 2009

Punch İğnesi Nakışı ( Punch Needle Embroidery)

Merhabalar Arkadaşlar,
en son ne zamandı anımsıyamadım ben ne zaman bloguma birşeyler yazdım?
Zorlamayım kendimi en iyisi, oğluş beni benden aldı zaten :)

Net de çok beğendiğim bir nakış tekniğiyle karşılaştım tabiiki ilk aklıma
gelende bunu sizinle paylaşmakdı.

Punch İğnesi nakışı;
efendim esasen bu teknik çoook eskilere dayanmakdaymış ben baya
geç kalmışım öğrenmekde, Antik Mısırda,Orta Çağ Avrupasında,
17. yy Rusyasında kullanılmış.
Kendine özgü iğnesi var ve nakış ipleriyle dilediğiniz örneği kabartmalı
olarak işliyorsunuz, çok geniş kullanım alını mevcut dilediğiniz yere istediğiniz
şekli işleye bilirsiniz , eğer iğneyi buralarda bulabilirsem alıcam zira
denemezsem rahatsız olurum.
Şimdiden hepimize kolay gelsin :)












31 Mayıs 2009

Oğlum Ve Ben

Bloguma birşeyler yazmayalı 3 aydan daha fazla bir zaman geçti,
bu zaman zarfında sevgili oğlum dünyaya gözlerini açtı ve 3 aylık oldu bile.

Ne kadar zor bir meziyetmiş anne olmak, nasıl bir mutluluk aynı zamanda,
kendi annemide sık sık düşündüm oğluma bakarken onun değerini daha iyi
anladım aslında ne kadar çok anneme benziyormuşum.

Çok hoşuma giden bir örnek veriyim, annem beni öyle öperki o ccoookkk sesi
kulaklarımı çınlatır, şimdi kendimi yenemeyip oğlumu öyle öpüyorum,
demek ki çok sevince böyle öpüyoruz biz , demek ki anneme böyle
öptüğünde bir daha ses çıkarmamam gerek :)

Oğlum Hüseyin;
o çok başka bir dünya , bir gülüşüyle herşeyi unutuyorsunuz, yorgunluğunuzu,
uykusuzluğunuzu o kadar tatlı, o kadar harika ve o kadar güzel yaratılmış.
Oğluma dedesinin adını verdik yani babamın adını keşke o da görebilseydi
torununu inşallah oğlum yaşlanma şansına, böyle bir güzelliğe erenlerden
olur, onunla birlikte sağlıkla,sıhatle herkesin çocuğu inşallah.
Bu üç ayda neler yaşadık anlatmıycam elbetde bende çoğuları gibi sancılı
dönemler atlattım , kolay olmadı elbet.
Zaten nasıl kolay olabilirki bir su damlasından yaratılan gerçek anlamda
yokdan var edilen bu mükemmellik gelişirken nasıl sancılı olmazki dimi ?
Her gün bakıyorsunki yeni şeyler yapıyor yeni yeni huylar gelişiyor hayretle
izliyoruz oğlumuzun büyümesini ve çok şaşırıyoruz.




18 Şubat 2009

Boyanan Kutu-Çekilen Çile :)

Allahın izniyle oğluşum 1-2 hafta sonra bizimle olucak,
alış verişlerini yaptık , annanesi ona neler ördü neler,
benim elimden oyle komplike örgüler henüz gelmiyor
evet patik yapabiliyorum ama zaten büyük teyzeleri ve
annanesi oğluma çok ördü.

Ben ne yapabilirim dedim ve oğluşumun şampuanlarının,
bebe yağlarının bilimum bakım ürününü koyabileceğim bir kutu
boya ya bilirim dedim.

Hep bir ahşap boyama kursuna gitmek istedim Bartına geldim geleli :(
,ama nafile burada böyle bir kurs bulamadım, evde sıkılmak
lüksünden kendimi mahrum bırakmak istesemde olmadı.
Bende internetden eğitim cd lerini aldım kendi çapımda uğraştım.
( Ahşap Boyama maceramın kısa öz geçmişi )

Neyse kutuya gelelim biz,
bu kutuyu önce ben beyaza ardındanda mavi şeritlere boyadım,
eşim bunu tam bir zevksizlik örneği bularak içime kurt düşürdü
oysa ben beğenmiştim bence sorun yoktu.
Sonra bu mavi beyaz şeritlerin beyaz yerlerini kırmızı yaptım ,
sonuç felaketdi bu daha da kötu olmuştu .

Yeniden kutuyu zımparaladım ve boyadım sonuç aşağıdaki gibi,
çok içime sinmedi, dekupaj iyi olmadı kanımca , renklerde kötü bence
ama birtek boyle kapatabildim felaketi.

İşte çektiğim çile ,
bu kutu beni ahşap boyamadan soğut tu yawwwwww...



ANKARA TAVA

Ankara tava ; her yaptığımda kocoşumla yemeğe doyamadığımız
muhteşem lezzetlerden bir tanesi.


İnternet de ankara tava nın çok tarifi var benimkisi bunlardan
daha farklı denemek isterseniz eğer işte tarif geliyor ;



Malzemeler:
300 gr kuşbaşı et,
2 su bardağı arpa şehriye,
3 adet kuru soğan,
3 adet domates,
2 diş sarımsak,
6 yemek kaşığı zeytinyağ,
1 çay kaşığı karabiber,
1 çay kaşığı kimyon,
4 çay kaşığı tuz.



Yapılışı ;
Kuşbaşı etler ilk önce haşlanır daha sonra tencereye 4 yemek kaşığı
zeytinyağı konur ısınınca yemeklik doğranmış soğanları ve sarımsakları
4-5' soteleyip etleri ilave ederiz , soğanlar ölene kadar bu şekilde kavrulur.

Ayrı bir tavada 2 yemek kaşığı zeytinyağında şehriyeler kahve rengi
olana kadar kavrulur.
Kavrulan şenriyeler etli karışıma ilave edilir , 1-2' karıştırılır ve rendelediğimiz
domatesleri ilave ederiz, 2-3' sonra haşladığımız etin 3 bardak suyunu şehriyelerin
üzerine dökeriz ( et suyu yetmezse sıcak suyla tamamlarız )
Tuzunu ve diğer baharatlarını ilave edip suyunun çekmesini bekleriz ,
suyunu çekincede 5-10' demlendirip afiyetle yeriz.






11 Şubat 2009

Bebek Odaları

Herhalde bütün anneler bebeklerini kucaklarına alacakları
gün yaklaştıkca onun yaşıyacağı odanın nasıl olması gerektiğini düşünürler.

Alışverişler başlar bir telaş bir koşuşturmaca, işte bu anlamda belki size yardımcı olabilecek bir kaç örnek göstermek istedim.



Elbetde birebir aynısını yapamaya biliriz ama ufak ayrıntılar işimize
yarıyacaktır gibi geliyor, duvar boyaları,mobilya renkleri,dekoratif eşyalar gibi...































Benim oğluşumun gelmesine 3 hafta var, ben şimdilik yatağını yanıma aldım,
henüz bir oda hazırlamadım ama emin olun hazırlayana kadar bakmadığım
kaynak kalmıyacak gibi.


''İdeal bir çoçuk odası planlamanın ilk kuralı , yerleşim merkez noktasını
uyku alanları olarak kabul etmekte başlıyor.
Sağlıklı ve doğru uyku alanı oluşturmanın ilk kuralı ise, etrafını fazla
eşya ile doldurmamak. Özellikle kapı ile arasındaki bağlantıyı kesmemek.
İkinci kural ise , ışık faktörü ile ilgili,yatağın güneş ışığını alabilecek bir
noktada olması ve yumuşak mekan aydınlatmasıyla desteklenmesi gerek.
Çocuk odasının renkleri, mekandaki mobilyalarla uyumlu olduğu kadar
uyku düzeninide etkilemekte.Lacivert ve mor gibi koyu duvarlar, 10-15 yaş
arası çocuklar arasında her zaman popüler , ancak koyu renkler,
uyku saatlerini uzatıyor ve eenerjiyi düşürüyor, bunu unutmayın.''

( Kaynak Elle Decor )












































10 Şubat 2009

Mutfak Ve Ben , Aynı Zamanda da Hünkar Beğendi

Mutfak Ve Ben

Mutfak hayatım evlendikten sonra başladı yani şurada yemek yapamaya başlayalı
1,5 sene gibi kısa bir zaman oldu, ama yemek yapmayı seviyorum, değişik lezzetler
tatmayıda seviyorum, yani mutfakda yeniliklere açığım :)

Beğendiğim lezzetlere ait yemekleri yapmayı deniyorum, eşimden ve etrafımdan
şimdiye kadar tam not aldım allah şükür sanırım annemden gelen genetik
bir kabiliyet var :) ( ne kadar mütevaziyim ..)

İlk tarifimide işte yazdım ; Hünkar Beğendi,
acaba benim yaptığımıda beğenirmiydi.....

Tam yaptığım gibi yazdım , üstüne resminide kondurdum,
hepimize afiyet olsun


Hünkar Beğendi

Malzemeler;
5 patlıcan,
3 çorba kaşığı un,
2 su bardağı süt,
1 su bardağı kaşar peyniri rendesi,
sıvı yağ,tuz,karabiber

Üzeri İçin;

500 gr kuzu eti,
1 kase mantar,
1 soğan,
3 diş sarımsak,
2 domates,
2 sivri biber,
1 çorba kaşığı salça,
sıvıyağ,tuz,su

Yağda etlerinizi kavurun üzerine soğan ve sarımsakları ilave edin,
aynı anda da başka bir tavada da mantarları suyunu bırakıp ardından çekene
kadar kavurun ,mantarlar kavrulduktan sonra et'e ilave edin ve üzerine yemek
pişecek kadar su koyun. Suyunu çekince domates ve biberlerini ekleyin.

Patlıcanlarını közleyin , kabuklarını soyun ardından mutfak robotundan geçirin.
Unu tencereye alın biraz kavurduktan sonra patlıcanları ilave edin, birlikte birkaç defa çevirin
ardından sütü ekleyin ve özleşinceye kadar karıştırmaya devam edin.
İyice özleştikden sonra kaşar peyniri rendesini ekleyin, eriyinceye kadar karıştırın.




6 Şubat 2009

KEMİK İLİĞİ BANKASI

Geçenlerde haber programlarının birinde gözü yaşlı bir anne vardı,
kanserdi , kemik iliği nakli yapılması gerekiyordu.
Uygun ilik Dünya İlik Bankası sayesinde İsrail den bulunmuştu fakat maddi imkansızlıkları kargo parasını dahi karşılamıyordu.

Kargo parası diyip geçmiyim tam 30,000 euro dan bahsediyorum , eğer uygun ilik buradan bulunmuş olsaydı işleri daha kolay olcaktı.


Ülkemizde bir kemil iliği bankası var ama yeterli bağışcı bulunamıyor,
hatta banka bu durum yüzünde kapatılma noktasına kadar gelmiş, ne kadar vahim bir durum değil mi ?


Bağışı yapmak çok basit kan verir gibi kol damarlarınızdan kemik iliği hücresi alınıyormuş,
ben internet sitesini gezdim sizinde ziyaret etmenizde fayda var, oradaki gönüllü verici formunuda doldurdum ,
Allah nasip ederse bir faydam olur inşallah.

20 Ocak 2009

Bartın

Bartın ;
şirin , mütevazi ve oldukça küçük bir şehir .

Benim buraya olan yabancılığım bir yana oldukça güzel biryer, çok güzel sahil şeridlerine sahip
henüz çok keşfedilmemiş batı karadeniz şehri.
Buranın en bilinen tatil yeri Amasra benimde en sevdiğim yerlerin başında geliyor , burada
lezzetli balıklar yiyebilir billur gibi denizinde serinleye bilir ve tazelenmiş zihninizle büyük şehirlerin kalabalığına geri dönebilirsiniz.














 

© Free blogger template 3 columns